elit mimarlık lg 86Dış Cephe Mimarı Ahmet TIRAŞ; “Bildiklerimi Yeni Nesillere Aktarmak En Büyük Hedefim”

Elit Mimarlık kurucusu Dış Cephe Mimarı Ahmet TIRAŞ ile gerçekleştirdiğimiz röportajda; kitabı ve mesleğine bakışı hakkında bilgiler edindik.

 

 

 

elit mimarlık 86a

Röportajımıza başlarken bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

1972 yılında Konya’nın Ereğli ilçesinde doğdum. İlkokulu köy ilkokulunda, ortaöğrenimimi ise Konya Ereğli Lisesi’nde tamamladım. 1996 yılında Trakya Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden mezun oldum. Mezun olduğum 1996 yılından bu yıla kadar sadece cephe sektöründe çalıştım. Yani yaklaşık 27 yıldır cephe sektöründe çalışıyorum. Sadece bu sektöründe çalışmama rağmen mimarlık mezunu ve meraklı olduğumdan dolayı diğer yapı elemanlarının detaylarına da hakimim diyebilirim. 2006 yılına kadar cephe sektörünün her aşamasında (cephe tasarımı, 3D modelleme ve görselleştirme, maliyet analizi, teklif hazırlama, ölçü alma, onay projeleri, imalat projeleri, montaj paftaları hazırlama, sahada uygulama, hakediş hazırlama gibi) çalışma fırsatı yakaladım ve bu konularda büyük tecrübe edindim. 2006 yılından beri hayatıma cephe danışmanlığı ve cephe yönetimi yaparak devam etmekteyim.

Firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Elit Mimarlık olarak 2010 yılında kurulduk. Elit Mimarlık çatısı altında Ahmet Tıraş, Yaşar Tıraş, Cephe 212 ve Mimari Cephe markaları tarafımıza aittir. Mimari ofisler, uygulama firmaları ve sistem firmalarına danışmanlık hizmeti, yatırımcı ve müteahhitlere genel cephe danışmanlığı hizmetleri vermekteyiz. Biraz açacak olursak şu şekilde sıralayabilirim;

  • Cephe konseptinin detaylandırılması,
  • Şartnamenin hazırlanması,
  • Keşif özetlerinin hazırlanması,
  • İhale paketinin hazırlanması,
  • Tekliflerin toplanması,
  • İhale sürecinin değerlendirilip sonuçlandırılması,
  • Sözleşme sürecinin tamamlanması,
  • Uygulama sürecinin takip ve koordine edilmesi

Uygulama firmalarına verdiğimiz hizmet ise biraz daha farklı. Şöyle ki;

  • Talip olunacak işin değerlendirilmesi,
  • Maliyet ve statik analizlerin yapılması,
  • Teklif hazırlanması,
  • Alınmış işlerin genel değerlendirilmesi,
  • Onay projelerinin hazırlanması,
  • Sipariş listelerinin hazırlanması,
  • Genel koordinasyon,
  • Hakediş paftalarının hazırlanması

Sistem firmalarına vermiş olduğumuz hizmetleri ise;

  • Sistem geliştirilmesi,
  • Sistem düzeltmeleri,
  • Konforlu ama uygun maliyetli sistem önerileri,
  • Üretilmiş sistemlerin incelenerek genel rapor hazırlanması,
  • Hedef pazar araştırması yapılması şeklinde özetleyebiliriz.

elit mimarlık 86d

Sektörde markanızı nasıl konumlarsınız?

Ben sektörün önde gelen firmalarında cephe işlerinin her aşamasında çalıştığım ve mimarlık mezunu olmamın avantajından dolayı, genel cephe danışmanlığının ötesinde, cephe yönetimi ve genel mimari konseptin toparlanması konusunda uzmanlaştım. Dolayısı ile markamızın da kendine has bir çizgisi ve ağırlığı oluştu. Markamızı öncelikle Türkiye’de, sonrasında ise uluslararası alanda ilk sıraya kalıcı olarak oturtmak istiyoruz. Bu hedefimize de en kısa sürede ulaşacağımıza canı gönülden inanıyoruz.

Sizi imza attığınız işlerle de tanımak isteriz. İş ortaklarınız, markalarınız, projelerinizle ilgili bilgi paylaşır mısınız?

Kadrolu olarak çalıştığım firmalarda ve danışmanlık yaptığım işlerde yurt içinde ve yurt dışında küçüklü büyüklü birçok projede paydaş olma şansı yakaladım. Bunların şöyle sıralayabilirim;

  • Akzirve Strada-2
  • Akzirve Topkapı-29
  • Autopia Otomobil Galerisi
  • Kanyon AVM
  • Fer Yapı Kampüs Ofis
  • İstanbul Bağcılar Belediye Binası
  • Balıkesir Çamlık Tepesi
  • Ankara Beypalas Konutları
  • Sinpaş Altın Oran
  • Afyon Park AVM
  • Afium AVM
  • Akrones Otel
  • Afyon Ticaret Odası
  • Afyon Park Hastanesi
  • Karl Marks Otel- Almanya
  • Nova Story- Özbekistan
  • Lukoil Yönetim Ofisi- Rusya

 elit mimarlık 86b

Yaşar TIRAŞ

 

Cephe mimarı dışında bir yazarsınız da. Yeni kitap projenizle ilgili bizleri bilgilendirir misiniz?

Tam olarak yazar diyebilir miyiz, ona okurlarımız karar verecek. Mesleğe başladığım ilk günden bugüne kadar iki hedefim vardı. Birincisi bu mesleği seven ve daha ileriye taşımak isteyen başarılı elemanlar yetiştirmekti ki bunu başardım. En az on imalat ustasının teknik seviyeye (şimdi bu arkadaşlarımız CAD programlarını kullanarak hayatlarını kazanıyor) ulaşmasına yardımcı oldum. Teknik olan arkadaşlarımızı ise motive ederek daha ileri seviyelere ulaşmalarında katkımız oldu

İkincisi ise, öğrendiklerimi, acısıyla tatlısıyla edindiğim tecrübelerimi, yeni nesillere ve etrafımdaki insanlara aktarmaktı. Bu kitabı da yazarak tüm tecrübelerimizi, bizi tanıyan tanımayan tüm isteklilere aktarmayı hedefledik.

Böyle önemli bir eseri benim kendi başıma yazmam mümkün değil. Çünkü bir taraftan çalışma hayatımız devam ediyor diğer taraftan da bildiklerimizi yazıya dökmemiz gerekiyordu. İşte bu aşamada eserimizin diğer yazarı Yaşar (oğlum) imdadıma yetişti. Kendisi, Yıldız Teknik Üniversitesi İngilizce Mimarlık son sınıf öğrencisi. Yaşar ile el ele vererek bu eseri yazmaya çalıştık. Burada dikkat çekmek istediğim bir konu var. Biz kitabı yazmaya karar verdiğimizde üç cilt olarak düşünüyorduk. Ancak cephe işleri öyle bir derya ki, bırakın üç cilt kitap yazmayı, on cilt bile yazsak yeterli olmayacak. Ama hedefimiz en az beş cilt yazarak cephe sektörüne mümkün olduğunca katkıda bulunmak.

İlk ciltte cephe bileşenlerini ve genel prensipleri anlatmaya çalıştık. Bunun yanı sıra yerinde uygulanmış reel detay çalışmalarımızdan bazıları ile 60 değişik cephe kaplaması için hazırlamış olduğumuz özenli bir şartname örneği paylaştık.

İkinci ciltte ise ilk ciltte genel çerçevesini belirtmiş olduğumuz konuları detaylı olarak anlatmaya çalışacağız. Sonraki ciltlerde cam, statik, imalat, montaj, hakkediş, hukuksal gibi spesifik konuları ele almayı düşünüyoruz. Kısacası, ne biliyorsak, ne yaşadıysak, yani tecrübe ettiysek, okurlarımız ile paylaşmak hedefimiz.

Bu arada, iki cilt arasında gerçek bir şantiye ve danışmanlık yaşanmışlığını hikâye kitabı olarak yazmayı düşünüyorum. Ancak nasip. Bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek.

elit mimarlık 86e

Kitabınız incelediğimizde büyük emek harcandığı belli olan el ile çizilmiş detay çalışmalarını ve çalışmaların altında isim yazılmadığını görüyoruz. Bunu biraz açabilir misiniz?

Elbette. Az önce bahsettiğim gibi, her şeyin bir karakteristiği olmalı. Ben de mimarlık okumaya başladığımdan bugüne kadar el eskizleri yapmaya çalışıyorum ve bu konuda çok yol kat ettim. Eskizlerin altına isim yazmak istemiyorum. Zaten çizimlere ismini yazmaya gerek duyuyorsan, demek ki çizimlerin sana ait olduğundan tereddüt (bilinçaltında) ediyorsun demektir. Şöyle bir şey düşünün; bir baba oğlunun elinden tutmuş hem dolaşıyor hem de ikide bir bu benim oğlum deyip duruyor. Gerek yok. Senin olan zaten seni yansıtır. Yani eskizlerim beni ve tarzımı anlatıyor zaten. Adımı özellikle isterlerse veya yazışmalı işler yaptığımda yazarım sadece.

El ile detay çözümlerinin birçok avantajını gördüm. Herhangi bir toplantı veya sunum esnasında kendinize ve tarzınıza güveniyorsanız, karşınızdaki insanlara canlı canlı çözümler önerebiliyor, konunun içine çekebiliyorsunuz. El çizimleri paydaşlara, CAD ortamlarında yapılmış çizimlere göre daha sıcak, daha kolay, daha doğal ve anlaşılır geliyor.

Burada şuna da vurgu yapmak isterim; el çizimlerim bir yetenek değil, tekrarın ve çalışmanın bir sonucu. Çizim şeklim ise tarzımı ve karakteristiğimi yansıyor.

Dış cephe mimarisi denildiğinde kapsayıcılığı hangi başlıklarda değerlendirmek gerekiyor?

Dış cephe mimarisi dediğimizde aklıma öyle sonsuz bir dünya geliyor ki… Nasıl anlatabilirim? Şöyle düşünüyorum; ilk aklıma gelen şey, her baktığımız, her gördüğümüz nesnenin, canlının aslında bir dış cephe mimarisi vardır. Düşünün, bir nesneyi veya canlıyı nasıl tanırız veya nasıl tarif edebiliriz? Tabii ki ilk önce dış görünüşü, dış mimarisinin karakteristiği ile. Bu söylediklerime paralel olarak dış cephe mimarisinin kapsayıcılığını kısaca şu başlıklar altında değerlendirebiliriz ki bunlar aynı zamanda yapı sahibi ve tasarımcının vizyonunu gösterir;

  • Fonksiyonellik
  • Güvenlik
  • Estetik, görsellik
  • Çevresel uyum
  • Teknolojik uyum, enerji verimliliği ve doğru malzeme seçimi
  • Bütçe ve sürdürebilirlik

elit mimarlık 86c

Mimari denildiğinde Mimar Sinan’dan başlayan uzun ve köklü bir tarihten söz edebiliyoruz. “Dış cephe mimarisi” denildiğinde Türkiye’deki yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mimar dediğimizde Mimar Sinan, Türkiye dediğimizde İstanbul, Trakya ve Anadolu aklımıza gelir. Mimari dediğimizde İstanbul, Trakya ve Anadolu’yu ele alacak olursak eğer, Mimar Sinan’dan çok daha ötesine gideriz. Çünkü bahsettiğimiz şehir ve bölgeler öylesine değerli medeniyetlere ev sahipliği yapmış ki; bırakın ayakta kalarak günümüze kadar ulaşmış binalara hayranlıkla bakmayı; yıkıntıları, kalıntıları ve harap hallerine baktığımızda bile insan başka bir dünyaya gidiyor. Çünkü her medeniyet kendi zamanını, kendi yaşamını, kendi kültürünü, kendi sevinç ve gözyaşlarını anıtlar ile mimarileri ile anlatmaya çalışmış ve bunda da başarılı olmuş. Şüphesiz ki bu medeniyetlerin mimarisi ve dış cepheleri haklı olarak Türkiye’ye olumlu katkıda bulunmuş ve bulunmakta. Ancak günümüz dış cephe mimarisi, biz mimarların da katkısı ile maalesef modern çizgi kisvesi altında tam bir cephe kaplama malzemeleri ve cam kalabalığı haline dönüşmekte. Bence bugün yapmış olduğumuz modern binalara, eğer binalar o zamana kadar ayakta kalırsa, 500 yıl sonraki insanlar dudak bükerek bakacak. “Acaba hangi akla hizmet böyle tasarladılar,” denilecek. Keşke yatırımcılar, bina sahipleri ve biz mimarlar daha karakteristik cepheler tasarlayabilsek; günümüzü, kültürümüzü, yaşanmışlıklarımızı geleceğe taşıyabilsek. Gelecekteki insanlar imrenerek baksa, yaşadıklarımızı hissetse. Bence maalesef günü kurtarmaya çalışıyoruz ve büyük bir fırsatı kaçırıyoruz.

İzninizle Yaşar Bey’i de tanımak isteriz. Yaşar Bey, belki de Türkiye’nin mesleki yazarlık anlamındaki en genç yazarısınız. Hem sizi biraz tanımak hem de bu konudaki hislerinizi öğrenmek isteriz.

Öncelikle bu konudaki hislerimi söylemek isterim. Bu benim için büyük bir şans fakat tabi ki bu şansa da hazır olmak gerekiyordu. Kendimi bildim bileli (6 yaşından beri) okul zamanları haricinde babamla kâh işe kâh fuarlara gittim, kâh toplantılara katıldım. Oyun alanım hep toplantı masaları, arkadaşlarım ise iş adamları, mimarlar ve mühendislerdi. Haliyle tüm bu büyüme hikâyesinin içinde bu mesleğe küçüklüğümde âşık olan birisi olarak üniversite sınavlarına hazırlandım. Mimarlık bölümü dışında bir hedefim de olmadı. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İngilizce Mimarlık Bölümü’nü kazandım. Şimdi son sınıf öğrencisiyim. Özellikle İstanbul’da okumak istedim ki okul süresince de babamın yanında olmak, öğrenmek arzusundaydım. Nasip de oldu çok şükür.  Babamın kitap yazma hayali hep vardı. Birlikte yazalım deyince, doğal olarak böyle bir efsane ile aynı kitabın yazarlarından olma fırsatını kaçırmak istemedim. Kaçırmadım da. Mimardan önce yazar oldum. İnşallah okul bitince de Türkiye’nin en genç cephe danışmanı olacağım.

Çok teşekkür ediyoruz Yaşar Bey. Ahmet Bey, son olarak bizimle paylaşmak istediğiniz bir konu var mıdır?

Eklemek istediğim bir iki konu olabilir. Birincisi, her bireyin bir tarzı olmalı. Her birey yaptığı işi çok iyi yapmaya çalışmalı, fedakâr olmalı, kendini sürekli geliştirmeli. Eğer bir insan veya bir nesne köşe taşı olmak istiyorsa, yuvarlak olmamalı, kendine has çizgileri olmalı.

Bu değerli sohbet için çok teşekkür ediyoruz.

Rica ederiz. Win&ARTProje ve ALU&Art Dergileri olarak sektör profesyonellerine ses olduğunuz için bizler sizlere teşekkür ediyoruz. 

Facade Architect Ahmet TIRAŞ; “ It is my biggest goal to transfer what I know to new generations”

In our interview with Facade Architect Ahmet TIRAŞ, the founder of Elit Mimarlık, we gained information about his book and his view on his profession.

Powered by OrdaSoft!