Bundan İyisi Can Sağlığı mı?
Ekonomi yavaşladı. Piyasa durgun. Şirketlerin borçları var. Döviz borcu olanlar var. Şirketler güç durumda. Döviz fiyatı artıyor, faizler yüksek. Bu ortamda nasıl iş yapılır? Yapılabilir mi?”
diye konuşurken, bir de baktık ki üretim artmış. Satışlar artmış. Şirketler şimdiye kadar görülmemiş ölçüde kâr etmiş. Yılın ilk 9 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre sanayi şirketlerinin satış gelirleri yüzde 36 oranında, ticaret şirketlerininki yüzde 14 oranında artmış durumda.
Sanayi şirketlerinin toplam borçlarındaki artış yüzde 30, ticaret şirketlerininki yüzde 16 oranında. Borçlar artarken sanayi şirketleri varlıklarını yüzde 24 oranında, ticaret şirketleri yüzde 14 oranında yükseltmiş. Öz sermaye artışı sanayi şirketlerinde yüzde 17, ticaret şirketlerinde yüzde 8 oranında. Anadolu anlatımı ile; “Bundan iyisi can sağlığı…”
Borsa şirketlerinin bilançolarındaki değişimi daha önceden izleyen yabancı ve yerli yatırımcılar, hisse senetlerinde alıma geçtikleri için borsa endeksi rekor kırdı. Yükseklerde dolanıyor. Ne oldu da ekonomi böyle bir canlanma sürecine girdi; sanayi üretimi arttı; şirketlerin kârları arttı?
15 Temmuz belasından sonra piyasada bir duraklama oldu. Şirketlerin zor duruma düşmelerinden korkuldu. Hükümet Hazine Kefaleti ile şirketlere yılın ilk yarısında 200 milyar lirayı aşkın para pompaladı. İstihdam desteği verildi. Sosyal güvenlik ödemeleri ertelendi. Bazı sektörlerde KDV ve ÖTV indirimi yapıldı. Hükümetin ekonomiyi canlandırma amacıyla uyguladığı tedbirler başarılı oldu. Piyasa beklenenin üzerinde canlandı.
“Hükümetin aynı tedbirleri uygulamaya devam etmesi imkânsız. Önemli olan, satışlarını ve kârlılıklarını artıran sanayi ve ticaret şirketlerinin bundan sonra ekonomideki bu canlılığı devam ettirmeleri,” diye özetlemiş ilk üç çeyreği Güngör Hoca.
Peki bu böyle de, piyasa neden bu olumsuz ve zor hava içerisinde? Bunlardan biri gerçek değil; ya hocanın dedikleri ya piyasanın serzenişi. Hiçbir iş kolu olumlu görüş belirtmiyor, herkes az çok şikayetçi. Artık gelir gider dengesinden çok, toplam hasılat, giderleri karşılamaktan aciz. Nasıl dönecek esnaf? Sanayide iş çok olabilir, bir şekilde hayatını devam ettiriyor olabilir. Küçük esnaf ne yapacak? Elbette azdan az çoktan çok gider ama çokta gidecek şeyler var ve gider. Kötü olan, azda hiçbir şeyin kalmamış olması.
Bilinen gerçekleri kimse inkâr edemez; ülkemizi dört bir yandan teslim almaya çalışıyorlar. Sosyal, ekonomik, siyasi, askeri her türlü oyunu oynuyorlar. Tüm bu oyunlara ve bir araya gelerek oluşturulan bu güce direniyoruz. Direneceğiz de. Bunun bir kırılma noktası olacak elbette ve biz buna ulaşacağız. Gerçekten yeni yeni anlıyoruz ne demekmiş güçlü ülke olmak. Ne demekmiş kendi ayakları üzerinde durmak. Belki birtakım işletmelerimiz bu fırtınada ayakta duramayacak ama kalanlar elbette bu ülkenin sağlam taşları olacak. Sonra hep birlikte yine kalkacağız ayağa. Umut çok önemli; hedefi görmek, düşmanı bilmek, şartların farkında olmak çok önemli. Biz bu arada tüm bunları öğrendik işte. Şimdi daha bilinçli, farkındalıkla gideceğiz sorunların üzerine.