Alüminyum Sektörü ve “Karbon Ayak İzi Sistemi”

Piyasaları etkileyen direk ve dolaylı etkenler vardır. Bir malın sadece hammadde ve diğer üretim girdileri fiyatını tam belirleyen etkenler gibi görülse de aslında yan unsurlar da bir o kadar önemlidir.

Son yıllarda konuşulan ve bugün artık bize maliyet yüzünü göstermeye ramak kalmış “Karbon ayak izi sistemi“, sektörümüz için bunlardan en önemlisi diyebiliriz. Dünya çerçevesinden baktığımızda sektörümüzün nasıl göründüğünü bilmemiz lazım. Büyük bir kısım bize doğa katliamcısı olarak bakıyor.

Düşüncesini yansıtan bir grup; alüminyum üretimi için kullanılan bir elektrolizör, 60 hektarlık ormanı emdiği kadar karbondioksit üretir. Elektrolizörün alanı, karbondioksiti emen ormandan 8 bin kat daha küçüktür(!).  Sıradan bir alüminyum fabrikasında yüzlerce elektrolizör var, dünyada binlerce alüminyum tesisi var. Elektroliz işlemindeki elektrik tüketimi çok büyüktür ve elde edilen alüminyumun maliyetinin yaklaşık% 30’una karşılık gelir.

Bir başka deklarasyonda “Alüminyum endüstrisi, gezegendeki tüm karbondioksit ve karbon monoksitin yaklaşık %2’sini üretmektedir. Bu, insanlık tarafından üretilen toplam karbondioksit emisyonlarının yaklaşık %14’üdür. Bu, çelik ve çimento üretiminden kaynaklanan emisyonlarla karşılaştırılabilir en büyük karbondioksit emisyonu kaynağıdır.” “Endüstriyel elektrolizörler, doğrudan cehennemden gezegenimizi sera gazlarıyla zehirleyen devasa bir borudur. Bir buçuk yüzyıl boyunca, atmosferdeki oksijen içeriği %23,5’ten %21’e düşmüştür. Boğulmazsak, gezegenin aşırı ısınması, eriyen buzullar ve okyanustaki yükselen su seviyeleri, kuraklık, yangınlar ve kıtlık nedeniyle öleceğiz” şeklinde düşünce ve analizler ortalıkta son zamanlarda sıkça rastlanır yazılı sözlü dokümanlardır.

celalettin kirboz 84a

Tüm bunlar gösteriyor ki, sektörümüzün içerisinde bulunduğu süreç giderek daralan zaman diliminde bizlere önemli yaptırımlar getirecektir. Bu yaptırımlara karşılık ülkemizin ve dünyanın aldığı aksiyonlardan da bahsetmek isterim. Her ne kadar birincil üretimde “külçe“ büyük payımız olmasa da ikincil üretim metotlarında, yani külçe sonrası şekillendirmeler olan, yassı, profil, döküm vb. proseslerde ülkemiz önemli dünya üreticilerindendir. Aşağıda verdiğimiz tablo kapsam 1’den kastımız da birincil üretim sürecini tarif etmektedir.

Toplam öngörülen talep miktarı yukarıdaki grafikte de gösterildiği üzere bu süreçte 4 milyon ton/yıl olarak değerlendirilmiştir.  Alüminyum, demirden (çelik ve dökme demir) sonra üretilen miktar (ağırlık) bakımından dünyadaki ikinci metaldir.  Demir üretiminden bir ton alüminyum üretmek için 7-13 kat daha fazla elektrik gereklidir, demir üretme teknolojisine bağlı olarak karbondioksit 2-11 kat daha fazla üretilir. Küresel ölçekte CO2 ve CO emisyonları gezegen hacminin %3’ünü oluşturuyor! Alüminyum endüstrisi dünya elektrik üretiminin %4’ünü tüketmektedir.

Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de konu ile ilgili birçok çalışma yapılmaktadır. Özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ilgili kademeleri, TÜBİTAK konu ile ilgili detaylı çalışmalar ve analizler yapmıştır. Tarafımın da sektör moderatörü olarak bulunduğu bu çalışmalarda konu tüm detayları ile ele alınmıştır. Diğer dünya ülkelerinde ele alındığı şekilde;

  • Alüminyum geri dönüşümü, kapalı geri dönüşüm teknolojileri ile yapılmalıdır.
  • Üretim için elektrik üretmenin karbon ayak izinin azaltılması, özellikle üretimin fosil yakıtlardan elektrik üretiminin arındırılması, üretimin uygun fiyatlı yenilenebilir enerji kaynaklarına kaydırılması,
  • Tam döngü üretim de dahil olmak üzere lojistik maliyetlerinin azaltılması,
  • Üretimin optimizasyonu, elektrolitte inert anot ve kimyasal katkı maddelerinin kullanımı ve daha birçok teknik çözüm,
  • Karbon ayak izinin yasal olarak düzenlenmesi, kotaların ticareti.

 

celalettin kirboz 84b

Elektrik Dekarbonizasyonu: Alüminyum sektörünün 1,1 milyar ton CO2 emisyonunun (2018) %60’dan fazlası, eritme işlemi sırasında tüketilen elektrik kullanımından kaynaklanmaktadır. Karbondan arındırılmış enerji üretimi ve karbon yakalama kullanımı ve depolamasının (CCUS) konuşlandırılması, emisyonları 2050 yılına kadar sıfıra yakın bir seviyeye indirmek için en önemli fırsatı sunuyor.

Doğrudan Emisyonlar: Yakıt yanmasından kaynaklanan emisyonlar, endüstrinin emisyonlarının %15’ini oluşturur. Burada, elektrifikasyon, yakıtın yeşil hidrojene geçişi ve CCUS en güvenilir yollar olarak sunuluyor. Proses emisyonları %15’lik bir oran daha oluşturur ve inert anotlar gibi yeni teknolojiler gerektirir.

Geri Dönüşüm ve Kaynak Verimliliği: İkincil alüminyum kullanımının artırılması ve diğer kaynak verimliliği ilerlemeleri, birincil alüminyum ihtiyacını %20 oranında azaltacak ve bu da sektörün emisyonlarını 300 milyon ton CO daha azaltacaktır.

Netice olarak önümüzde üç yol durmaktadır. Mevcutta ürettiğimiz elektrik proseslerini fosil yakıttan kurtarmak, üretim sırasında doğru sistemler ile karbon yakalamak, geri dönüşüm metalini daha fazla üretime sokmak.

Alüminyum üreticileri tarafından kullanılan elektrik güç kaynağının karbondan arındırılması için acil ihtiyaç vardır. Alüminyuma olan küresel talep önümüzdeki 30 yıl içinde arttıkça, öncelikle Çin ve Güneydoğu Asya tarafından karşılanacağı tahmin edilmektedir. Alüminyum üreticileri tarafından kullanılan elektrik güç kaynağının yenilenebilir enerji kaynakları ve karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) yoluyla karbondan arındırılması için acil bir ihtiyaç vardır. Çin’in 2060 yılına kadar karbon nötrlüğüne ulaşma taahhüdü ile, umut verici olarak görünüyor.

Karbon ayak izi, sadece bireyler için değil, aynı zamanda kuruluşlar ve şirketler için de önemlidir. Kurumsal karbon ayak izi, bir kuruluşun faaliyetleri nedeniyle oluşan sera gazı emisyonlarının toplamını ifade eder. Bu emisyonlar, enerji tüketimi, taşımacılık faaliyetleri, üretim süreçleri ve ürünlerin dağıtımı gibi birçok farklı kaynaktan kaynaklanabilir. Kurumsal karbon ayak izi ölçümü, bir kuruluşun sera gazı emisyonlarını azaltması için bir yol sağlar.

Kurumsal karbon ayak izi genellikle 3 ana başlık altında değerlendirilir:

1.       Doğrudan Karbon Ayak İzi: Doğrudan karbon ayak izi, bir organizasyonun doğrudan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan sera gazı emisyonlarını ifade eder. Örneğin, fabrika bacalarından salınan karbondioksit.

2.       Dolaylı Karbon Ayak İzi: Dolaylı karbon ayak izi, bir organizasyonun faaliyetleri sonucunda oluşan, ancak doğrudan kontrol edemediği sera gazı emisyonlarını ifade eder. Örneğin, bir organizasyonun tedarik zinciri boyunca taşımacılık işlemleri sonucunda ortaya çıkan emisyonlar.

3.       Ürün Karbon Ayak İzi: Ürün karbon ayak izi, bir ürünün üretim, dağıtım ve kullanım sürecinde oluşan sera gazı emisyonlarını ifade eder. Bu çeşit ayak izi, ürünlerin çevreye etkisini hesaplamak için kullanılır.

Hesaplama Yöntemleri

Karbon ayak izi hesaplama yöntemleri, genellikle kişinin veya kuruluşun emisyon kaynaklarına bağlıdır. Ancak, genel olarak üç hesaplama yöntemi vardır:

1.       Temel hesaplama yöntemi: Bu yöntem, kişinin veya kuruluşun enerji tüketimine dayanır. Enerji tüketimi, sera gazı emisyonlarının en büyük kaynağıdır.

2.       Gelişmiş hesaplama yöntemi: Bu yöntem, temel hesaplama yöntemine ek olarak, ürünlerin tedarik zinciri boyunca yayılan emisyonları da hesaba katar.

3.       Toplam hesaplama yöntemi: Bu yöntem, temel ve gelişmiş hesaplama yöntemlerine ek olarak, kişinin veya kuruluşun faaliyetlerinin tüm yönlerini (enerji tüketimi, ürünlerin tedarik zinciri boyunca yayılan emisyonlar, vb.) hesaba katar.

Konu önemli ve gündemimizde olacak olmaya devam edecektir. Bu konuda gelişmeleri derneğimiz web sayfasından da iletmeye devam edeceğiz.

celalettin kirboz 84c

Powered by OrdaSoft!