firat gok

2014 İnşaat Sektörünün Dış Piyasalardaki Durumu

Ülkemiz her geçen gelişen, buna bağlı olarak talep ihtiyaçları artan bir ülke konumundadır. Diğer ülkelere baktığımızda da, gelişimin ana göstergesi “inşaat” oluşturmaktadır. Sağlam ve güçlü ekonominin temelini inşaat sektörü belirlemektedir.

 

Her sektörün yatırımı inşaattan geçmektedir. Sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren diğer sektörlerin katkısı da dikkate alındığında inşaat sektörünün GSMH içindeki payının yaklaşık yüzde 30 seviyesinde olduğu görülmektedir.

İnşaat sektörü, kendisine bağlı 200 den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan konumun da olup, bu yaygın etki, sektörün “ekonominin lokomotifi” olma vasfının en temel göstergesidir. İnşaat sektörünün gelişmesinde hükümet politikalarının, uluslararası kredi kuruluşlarının, politika ve ekonomiyi etkileyen kararlarının doğrudan etkisi bulunmaktadır. Yatırım kararını veren ya da onu finanse eden otoritenin tercihi bu alanda faaliyette bulunan firmaları doğrudan etkilemektedir.

Yüksek oranlı istikrarlı büyüme ve beraberinde istihdam yaratma ihtiyacı her zamankinden daha fazla olan Türkiye ekonomisi için, inşaat sektörünün önemi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.

Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri

Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde Türk firmaları müteahhitlik sektöründe son 30 yılda, dünyada önemli bir yer Pazar payını almıştır. Türk inşaat sektörü, uluslararası pazarda aranan bir marka haline gelmiştir.

Türk müteahhitleri, sektördeki yetişmiş insan gücünü ve teknik birikimi kullanarak, girişimci yapıları ve risk alabilme kabiliyetleri ile dünyanın en büyük müteahhitlik firmaları arasında önemli bir yere sahip olmuştur.

Türk müteahhitlik sektörü bugüne kadar 1972’den 2013 dönemine kadar 103 ülkede 274,1 milyar dolar değerinde 7.371 proje üstlenmiştir. 2014 yılı Mart ayı itibariyle bu rakam 277,7 milyar dolara ulaşmıştır.

2004 yılında üstlenilen proje bedelinde ilk defa 10 milyar dolar sınırını aşan Türk müteahhitlik sektörü dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik dalgalanmalara rağmen 2006 yılından beri 40 milyar doların üzerinde bir performans sergilemektedir.

2012 yılına kadar bu seviyelerde kaldıktan sonra 2012 yılında 60 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılında, başta Türkmenistan’da üstlenilen projeler olmak üzere, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya'nın yer aldığı Bağımsız Devletler Topluluğu gibi ülkelerde üstlenilen büyük ölçekli projeler ile ortalama proje bedeli 83,8 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Bu rakam 2014 Mart ayı itibari ile 94 milyon dolara yükselmiştir.

Güney Sudan ve Senegal, 2013 yılında Türk müteahhitlerince proje üstlenilen ülkeler arasında yer aldı.

Projelerin Sektörel Dağılımı

2013 yılında projelerin sektörel dağılımı şöyle gerçekleşmiştir:

Konut iş merkezleri ve binalar gibi yapı işleri 12,4 milyar dolar ile ilk sırada yer aldı.

Ulaşım projelerinin tutarı 10,3 milyar dolar,

Sanayi ve enerji tesislerinin toplam tutarı 6,2 milyar dolar,

Su ve kanalizasyon projelerin toplam tutarı 1,3 milyar dolar oldu.

Bölgelere Göre İş Aldığımız Ülkelerin Dağılımı

Rusya Federasyonu, Türkmenistan ve Libya’nın ilk üç sırayı paylaştıkları görülmektedir.

2013 yılında Türk müteahhitlerin yurt dışında en fazla iş üstlendikleri ülke Türkmenistan oldu. 1005 milyar tutarında 60 projenin üstlenildiği Türkmenistan’ı 5,6 milyar dolara Rusya, 2,8 milyar dolara Azerbaycan, 2,1 milyar dolara Irak, 1,8 milyar dolara Kazakistan takip etti. Diğer taraftan, Irak 65 proje ile Türk firmalarının en çok sayıda proje üstlendikleri ülke oldu.

fitar gok

Türk Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Dünya Ölçeğinde

Müteahhitlik hizmetleri sektörünün önde gelen yayınlarından, “Engineering News Record (ENR) Dergisi’nin, bir yıl içerisinde üstlenilen projelerin toplam bedeli üzerinden her yıl belirlediği dünyanın en büyük 225 müteahhitlik firmasını gösteren listede Türkiye 2003 yılında sadece 8 müteahhitlik firması ile yer alırken, 2012 yılında bu sayı 33 müteahhitlik firmasına yükselmiştir.

Söz konusu liste 2013 yılından itibaren 250 firma olarak güncellenmiştir. Müteahhitlik firmalarının uluslararası pazarlarda 2012 yılı faaliyetlerine göre hazırlanan ENR Top 250 Listesi’nde de bu yıl ilk 100 firma arasında 5 Türk firması yer aldı; liste genelinde ise 38 Türk firması bulunmaktadır. İlk 225 arasında ise 34 firma bulunmaktadır.

Türk firmalarının 15,9 milyar dolarlık gelirlerinin % 2,5 üstünde, 16,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Bu rakam ile Türk müteahhitlik firmaları, listede toplam 55 firma ile birinci sırada yer alan Çin’in ardından 2. sıradaki yerini korumuştur.

Hedef Pazarlar

Yurt dışı Müteahhitlik Hizmetlerinde mevcut pazar alanlarımızda kalıcı olunması hedeflerinin yanı sıra mevcut pazarların geliştirilmesi için çalışmalar yürütülmektedir.

Bu amaçla yurt dışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik hizmetleri sektörüne ilişkin vizyon hedefleri kapsamında aşağıdaki pazarlar belirlenmiştir:

 Kuzey ve Orta Afrika: (Cezayir, Nijerya, Sudan)

 Ortadoğu: Irak, Lübnan, Körfez Ülkeleri

 Orta Asya: Hindistan

 BDT: Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan

 Doğu Avrupa: Kosova, Balkan Ülkeleri

- Çin

- Gelişmiş ülkeleri: ABD

- Hidrokarbon üreten ülkeler

- Uzun vadede ise Uzakdoğu ve Güney Amerika Ülkeleri

Müteahhitlerimizin bu hedef pazarlara etkin olarak girebilmesi için söz konusu ülkelerde daha güçlü, nitelikli elemanlarla donanmış bir yurt dışı teşkilatı oluşturulması ve yeni pazarlar için proje desteği oluşturulması gerekmektedir.

Rakip Ülkeler

Her pazarın özelliğine bulunduğu ülkeye göre rakiplerimiz değişebilmektedir. Ancak genel olarak Çinli ve Hintli firmalar müteahhitlerimizin en önemli rakipleridir.

Çünkü bu ülke firmaları Devletten çok önemli finansman desteği görmektedirler. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde teminat mektubu temininde karşılaşılan sorunlar, yurt dışında istihdamın üzerindeki ağır vergi gibi yükler rekabet olanaklarımızı sınırlandırmaktadır.

Türk müteahhitlerimizin yine en önemli rakipleri Türk müteahhitleri olabilmektedir. Yurt dışında açılan bir ihaleye çok sayıda Türk firmasının girmesi aşırı fiyat tenzilatlarına neden olmaktadır. Bu da kimi zaman teklif edilen fiyatlar ile işlerin yarım kalmasına yol açmaktadır. Bu durum Türk müteahhitlerimizin itibar kaybına neden olmaktadır. İnşaat sektörüne girişte hiçbir asgari koşulun bulunmayışı, sektörde yaşanan imaj erozyonunun temel nedenlerinin başında gelmektedir. Bu nedenle müteahhitlik kriterlerinin belirlenmesi sektörün geleceği için büyük önem arz etmektedir.

fitar gok2

2023 Hedefleri

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı 2023’e doğru 2 trilyon TL düzeyinde, diğer bir ifade ile 1,5 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüme hedefi konulmuştur.

Bu büyüme hedefine ancak inşaat sektörüne yapılacak yatırımlar ile gerçekleştirilebilecektir. Sektörün GSYH büyümesindeki katkısının yükseltmesi gerektirmektedir. Bu nedenle Türkiye’de özel sektör ve kamu sektörü tarafından gerçekleştirilen toplam sabit yatırımların her yıl reel olarak en az yüzde 15 artması gerekirken, inşaat sektörü yatırımlarının da en az yüzde 20’lik bir artış yakalaması gerekmektedir.

2023 yılında yurtdışında firmalarımızın kurumsallaşması, ARGE faaliyetlerine daha fazla pay ayrılması, yeni teknolojileri ön plana çıkartan projeler geliştirilmesi, böylece yurtdışında gelişmişülke pazarlarına da girilebilmesi hedeflenmektedir. Bu amaçlarla Türk Müteahhitlerinin yurt dışında üstlendikleri iş hacminin 2015 yılında 50 milyar dolara, 2023 yılında ise 100 milyar dolara çıkartılması ve uluslararası düzeyde en büyük 100 müteahhitlik firması arasında asgari 20 Türk firması ile yer almak hedeflenmektedir.

Sektörün Güçlü Yönleri

Türk inşaat sektörünün dünyanın her yerinde, her iklim koşulunda kaliteli işler üretebilecek kapasitesi vardır. Sektörümüzün güçlü yanları aşağıda yer almaktadır.

Güncel makine ve ekipman parkı,

Teknik personel,

Bilgi birikimi,

Yerli makine ve yan sanayi gelişmişliği,

Uluslararası ihale ve iş deneyimi,

İş çeşitliliği deneyimi ve bu alanlarda uzmanlaşma,

Merkezi karar alma süreçleri ile maliyet odaklı faaliyet ve esneklik,

Hızlı iş yapabilme ve mobilizasyon yeteneği,

Yüksek risk alma potansiyeli,

Yatırım potansiyeli yüksek ülkelere coğrafi yakınlık ve lojistik üstünlük,

Maliyetlerin minimize edilebilme imkânları,

Az sermayelerle büyük montanlı işleri yapabilme özelliği ve hızlı şekilde hareket edebilme,

 Yurtdışında ortamlara çabuk adapte olabilme,

 Kişisel yetki kullanıp İnisiyatif alabilme yeteneği,

 İş yapma ve aldığı işi bitirme kararlılığı.

Zayıf Yönleri

Türkiye’de sektöre girişçıkışın kolay olması,

Müteahhit sayısının fazlalığının iş hacimlerinin daralmasına neden olması,

Bürokratik engellerin fazla olması,

Yurt dışında İşçilik maliyetlerinin Türkiye’ye oranla yüksek olması,

Sertifikalı işçi sayısının az olması,

Proje analizinin iyi yapılamaması,

Özel ya da devlet kaynaklı finansman altyapının zayıf olması,

ArGe çalışmalarının yetersiz olması,

Uluslararası standartlarda sözleşme ve risk yönetimi analizinin yetersizliği,

Müşavir firmaların yeterli büyüklüğe ulaşmamış olması,

Teminat mektubu temininde yetersiz kalınması,

Gidilen ülkelerin mevzuatları konusunda araştırma ve bilgi edinilmeme,

Kâr / Maliyet analizinin iyi yapılmayıp, düşük teklif verilmesi.

Fırsatlar

2023 hedefleri ve güçlü ekonomiye geçiş sürecinde inşaat sektörüne duyulacak ihtiyaçların büyük olması,

“Gelişmekte olan ülke” konumunda olmamız sebebi ile potansiyel alt ve üst yapı talebi,

Körfez Ülkeleri ve Ortadoğu Bölgesi’ndeki gelişmeler nedeniyle yüksek iş potansiyeli ve bölgede tecrübe üstünlüğü,

Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızlı konut ve altyapı talebi,

Tehditler

İçinde bulunduğumuz dönemde dünya ekonomisindeki aşırı dalgalanmaların olması,

Ülke ekonomimizin halen dalgalanmalardan ani olarak etkilenme ve kırılma noktaların olması,

Kamu İhale Mevzuatı ve uygulamalarının, sorunları çözümlemede yetersizliği,

Düşük fiyatların “iş ahlakı ve etiği”ni de olumsuz etkilemesi ile inşaat kalitelerinin düşmesi,

İlkede “müteahhit” kavramı ile ilgili bir tanımın ve sınırlamaların olmaması,

Emtia fiyatlarının artması.

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı