Exal, Alman İş Disiplini ve Teknoloji Odaklı İş Kültürüyle Sektöre Değer Kazandırmayı Sürdürüyor
Exal Alüminyum Genel Müdürü Bülend KARLIKAYA ile 35 yılık alüminyum serüveninin izinden giderek, Alman iş disiplinini ve teknoloji odaklı iş kültürüyle kurdukları Exal Alüminyum ile sektöre kazandırdıkları katma değerleri konuştuğumuz bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle bize kendinizden ve Exal’ın kuruluş öyküsünden bahsedebilir misiniz?
Eğitimimi Almanya Darmstadt Teknik Üniversitesi’nde Makine Yüksek Mühendisi olarak tamamladım. İş hayatıma Alarko Alamsaş Ağır Makine San A.Ş.’de Proje Mühendisi olarak başladım. Ardından bir süre Mercedes Benz Türk A.Ş.’de çalıştıktan sonra, 1987 yılında Astaş Aluminyum A.Ş.’de alüminyum ile tanıştım. Böylece 35 yıllık alüminyum serüvenim başladı. Astaş firmasında tesisin kurulumu, devreye alınması ve fabrika yönetimi içeren 11 yıllık çok yoğun geçen bir çalışma sürecinin içinde bulundum. Daha sonra Alman Haarmann grubu ile Türkiye’de ekstrüzyon kalıpları üretmek amaçlı bir tesis kurulması ile iş hayatım daha başka bir yola evrildi. Astaş Alüminyum’da ekstrüzyon ile ilgili tüm imalat aşamalarını, firma sahibimiz Makine Yüksek Mühendisi Sayın Orhan KÖKHAN liderliğinde, o günün kısıtlı imkanlarına rağmen başarılı bir şekilde sürdürdük ve sektörümüzün önde gelen firmalarından biri haline geldik. Bu süreçte üretim verimliliğini ve kaliteyi belirleyen faktörlerin başında ekstrüzyon kalıplarının geldiğini gördüm. Bu konuda en ileri teknolojileri kullanan, alanında lider firmalardan biri olan Haarmann grubundan gelen Türkiye’de kalıphane yatırımı yapma teklifini sektörümüzün geleceği için çok değerli bulduğum için hemen kabul ettim. Böylece 1998 yılında 23 yıllık kalıp serüvenim başladı. Ekstrüzyon sektörümüz, bugün her açıdan dünya ile rekabet edebilecek bir konumda ise 23 yıl önce kurulan, ileri teknolojiler kullanarak zor ve kritik kesitli profillerin kalıplarını üreten, yetiştirdiği kalifiye çalışanlar sayesinde kalıp sektöründe yeni firmaların önünü açan Halex’in payı büyüktür. Bu vesile ile ülkemize ve bizlere güvenerek Türkiye’ye yatırım yapan Haarmann Gurubu Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Friedhelm Haarmann’a buradan teşekkür etmek isterim. 2009 yılında Halex’in Türkiye’ye %100 hisse devri gerçekleşti. O günlerden bu yana Exal adı ile aynı ekip ve ruh ile üretimimize devam ediyoruz.
Firmanızın sektöre kazandırdıklarını kısaca özetleyebilir misiniz?
Exal olarak Alman iş ortağımızdan aldığımız iş disiplini ve teknoloji odaklı iş kültürüyle kurulduk. Her biri alanında uzman çalışanlarımız ile kendi iş kültürümüzü bugünlere taşımayı başardık. Sektörümüzün çok hızlı büyümesine, modern tesislerin birbiri ardına kurulmasına rağmen bu tesisleri işletecek, günümüz rekabet koşullarında en verimli şekilde çalıştırabilecek teknik personel eksikliği her geçen gün daha belirgin olarak kendini gösteriyor. Exal olarak en çok önem verdiğimiz konuların başında, iyi eğitim görmüş, alanına son derece hâkim, uzmanlaşma yolunda ilerleyen insan kaynağı yetiştirmek geliyor. Bu yönde attığımız adımlarla hem firmamıza hem ürünlerimize hem de sektöre önemli bir değer kazandırdığımıza inanıyoruz.
Üretim faaliyetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Üretiminizle sektöre ve Türkiye ekonomisine nasıl bir katkı sağlıyorsunuz?
Şunu çok iyi biliyoruz ki, sektörde sadece hızla gelişen teknolojik makineler tesis etmek yeterli değil. Onları verimli bir şekilde çalıştıracak kadroları da istihdam etmek gerekiyor. Exal olarak 150 mm ile 750 mm çap aralığında kalıp yapılabilirliği olan en kritik kesitli kalıpları üretebilme kabiliyetine sahibiz. Kuruluş felsefemize uygun olarak Türkiye’deki alüminyum ekstrüzyon tesislerine sürdürülebilir bir şekilde hizmet ediyoruz. Yıllık sıcak iş çeliği kullanımımız 600 ton üzerinde seyrediyor. Kuruluşumuzdan bugüne kadar 100 binin üzerinde kalıp üreterek ekonomimize katkıda bulunduk. Bu yöndeki çalışmalarımızı soluksuz sürdürüyoruz.
Pandemi ekseninde sektör değerlendirmesinde bulunabilir misiniz? Exal olarak pandemi dönemini nasıl geçirdiniz?
Alüminyum, kolay şekil alabilmesi, yüksek mukavemet değerlerine ulaşma kabiliyeti sayesinde hayatımızın her alanında kullanılıyor. Bu özellikleri nedeniyle alüminyuma olan talep de günden güne artıyor. Dünyadaki ekonomik gelişmeler, pandemi şartlarına rağmen ülkemizi bu alanda cazip hale getirdi. Bu durum firmalarımızı yüksek taleplerle karşı karşıya bıraktı. Dolayısıyla pandemi sektörümüzde yeni iş fırsatları yarattı diyebiliriz. Talep artışı firmalarımızı yeni yatırımlara yönlendirdi. Yatırımlarda daha büyük pres yatırımları, daha karmaşık profil üretebilme kabiliyeti hedeflendi. Ancak talep, sürekli hale gelirse sektörümüz için ölçülebilir bir değer ifade edecek. Yani verilen hizmetin ve kalitenin devamlılığının esas olması gerekiyor. Exal olarak bu bilinçle yatırımlarımızı artırıp pazar talebine uygun atılımları yaparak sektöre yeni açılımlar kazandırdık. Pandemi öncesinde olduğu gibi pandemi sürecinde de genç, iyi eğitim almış çalışanları kadromuza katarak güçlenmeyi sürdürdük.
Değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz. Eklemek istediğiniz bir konu, üzerinden geçmek istediğiniz bir husus var mı?
Tekrar önemle vurgulamak isterim ki, alüminyum savunma sanayiden otomotive, inşaattan mobilya sektörüne hayatımızın her alanda kullanım alanı buluyor. Bu nedenle alüminyuma olan talep her geçen gün artıyor. Ülkemizin aktif genç nüfusunu sektörümüze kazandırmak, gelecek nesilleri iyi bir geleceğe hazırlamak, bu doğrultuda sektörde gençlerimize yar açmanın değerli firmalarımızın temel görevi olduğuna inanıyorum. Bu alanda büyük bir özveri ile yatırım yapan değerli firmalarımızı gönülden kutluyorum. Bu doğrultuda sağladığınız katkılardan ötürü sizlerin aracılığıyla Win&ARTProje - ALU&Art Dergilerine çok teşekkür ediyorum.
Exal keeps on adding Value in the Sector as the Yield of German Work Discipline, and Technology-oriented Business Culture
We made an interview with Bülend KARLIKAYA, General Manager of Exal Alüminyum, in which we spoke of the added-value they brought in the sector with Exal Alüminyum incorporated on the basis of German work discipline and a technology-oriented business culture by following their footsteps in their quest of aluminum for 35 years.
